The Painter and the Thief, alışılmadık bir dostluk hikayesini konu alıyor. Oslo'da sanat galerisinde sergilenen eserlerinin çalınmasının ardından, Çek ressam Barbora Kysilkova, resimlerinin akıbetini öğrenmek için hırsızlardan biriyle iletişime geçmeye karar verir. Ancak bu süreçte, Karl-Bertil adındaki hırsızın bir trafik kazası geçirmesi, Kysilkova'nın onun en büyük destekçilerinden biri olmasına yol açar ve ikili, beklenmedik bir dostluğun içine sürüklenir. 22 Mayıs 2020'de ilk gösterimini yapan bu Norveç yapımı film, izleyicilerin her anını keyifle takip edeceği bir belgesel olarak karşımıza çıkıyor. Yönetmenliğini Benjamin Ree'nin üstlendiği yapım, IMDB'den 8.6 gibi yüksek bir puan almayı başarmıştır. Filmin merkezindeki karakterler ise Karl Bertil Norland ve Barbora Kysilkova'dır. Norveçli genç ressam Barbora Kysilkova, sanata olan tutkusunu hayatının merkezine almış bir bireydir. Berlin'den Oslo'ya taşınarak bu alanda kariyer yapmaya karar veren Barbora, 2015 yılının Nisan ayında beklenmedik bir olayla karşılaşır. Oslo şehir merkezindeki Galleri Nobel'de sergilediği en değerli iki tablosunun, gündüz vakti gerçekleştirilen ustaca bir soygunla çalındığını öğrenir. Resimlerinin akıbetini ve soygunu gerçekleştirenleri bulmak için Norveçli suçlu Karl Bertil Norland ile iletişim kuran Barbora, ona bir portre çizmek istediğini belirtir. Ancak, Karl Bertil’in bir kaza sonucu ağır yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını öğrendiğinde, onun yanında kalmaya karar verir. Hastanede geçirdiği süre boyunca, Barbora hem Karl Bertil’in en büyük destekçisi olur hem de aralarındaki bağ giderek güçlenir. Bu süreçte, hırsız ve ressam arasında son derece beklenmedik bir dostluk gelişir.
