Güneşten kopan bir parçanın dünyaya doğru hızla yol aldığı ve bu durumun gezegeni tehdit ettiği bir ortamda, on sekiz yaşındaki bir genç, arkadaşının kulübesine ulaşmaya çalışırken tanımadığı bir kasabada mahsur kalıyor. Bu kasaba, yaşadığı büyük şehrin gürültüsünden oldukça uzakta, daha sakin ve huzurlu bir yer. Toplu taşıma araçlarının, kalabalığın ve yan yana dizilmiş yüksek binaların olmadığı bu yer, ona yabancı geliyordu. Ancak, bilmediği bir ortamda bulunmak, içinde bir endişe yaratmıştı. Küçük kasabanın dar sokakları, sevimli evleri ve daha önce hiç karşılaşmadığı, neredeyse terkedilmiş gibi görünen sakinleri onu biraz korkutmuştu. Bu duruma düşmesi, hem korku hem de yalnızlık hissiyle panik yaşamasına neden olmuştu. Arkadaşının onu beklediğini düşününce, kaybolmuş olmanın verdiği çaresizlikle ne yapacağını bilemiyordu. Fakat sonunda, içindeki cesareti toplayarak bu küçük kasabadan çıkmanın bir yolunu bulması gerektiğini anladı. Belirsizliğe rağmen, durumunu düzeltmek için kendini toparladı ve hikayesi burada devam etti.
