Mona, hayatının her alanında zorluklarla karşılaşan bir kadındır. Kırklı yaşlarının ortasında, işsiz, sevgilisiz ve maddi sıkıntılar içinde boğulmuş bir halde, hayalini kurduğu oyunculuk kariyerine bir türlü ulaşamamıştır. Umutsuzluk içinde, yaşamına son verme düşüncesiyle köprüden atlamaya karar verir; zira dayanılmaz hale gelen bu çaresizlik, onu adeta köşeye sıkıştırmıştır. Ancak tam bu noktada, beklemediği bir telefon alır. Telefonun diğer ucundaki ses, Mona'nın sabrını taşırır. Çünkü bu ses, ona doğum tarihinin sonunu hatırlatmaktadır. Oysa Mona, doğum gününden bile anlam ifade etmeyen bir yaşamın içindedir.
Bu olay, Mona'yı yıkıma sürüklemek yerine, kendisini toparlamaya ve hayatını değiştirmeye yönlendirir. Böylece, Mona, yaşamını düzene sokma kararı alır. Bu karar, ona yeni bir başlangıç yapma fırsatı sunar ve hayatındaki olumsuzlukları geride bırakma isteğiyle dolup taşar. Mona, artık geçmişin yüklerinden kurtulup, geleceğe umutla bakmaya karar verir.