Riana, başarılı bir cenaze evi işleten anne ve babasıyla birlikte sevimli bir kasabada yaşamaktaydı. Mesleğinin korkutucu yanlarına rağmen, Riana hayatın basit zevklerinde mutluluk bulmayı başardı; ağaçlara tırmanmak, ateş böceklerini yakalamak ve kasabanın ötesindeki maceraları hayal etmek onun için keyifli aktivitelerdi. Ancak, kaderin Riana ve ailesi için farklı planları vardı. Memleketlerinde meydana gelen bir felaket, onları Riana'nın Johan Amcasının evine sığındıkları hareketli Jakarta şehrine taşınmaya zorladı. Riana, kendisine benzer bir oyuncakla karşılaştığında, hayatı tamamen değişti; bu oyuncak, sanki kendi başına bir yaşamı varmış gibi görünüyordu. Zamanla Riana büyüdü ve çocukluğuna dair anıları yavaş yavaş silinmeye başladı; etrafındaki dünya ile olan bağlantısının giderek zayıfladığını hissetti. Merak duygusunu kaybetti ve günlük yaşamın sıradanlığına alıştı.