Seamus Laurent, on dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru etrafında korku estirmeye devam ederken, bir Roman klanını acımasızca katleder. Seamus, bu zalim eylemiyle yetinmez ve geride hiçbir taş bırakmaz. Ancak, bu korkunç davranışının sonuçları da bir o kadar korkunç olacaktır. Zira klan, hem Seamus’u hem de onun ailesini lanetler. Bu lanet, kısa süre içinde gerçeklik kazanır ve Seamus’un yaşadığı kasabada halk, kabuslarla dolu bir savaş vermeye başlar.
Bütün bu olayların ardından, Seamus’un acımasız oğlu Edward birdenbire kaybolur. Bir süre sonra, ormanda cansız bedeni bulunur. Tüm bu gelişmeler, aslında herkesin yakında yaşayacağı cehennemvari olayların yalnızca başlangıcını işaret etmektedir.