Yirmi yıl önce Maine’in geniş kuzey ormanlarında korkutucu bir Bigfoot karşılaşması yaşayan yazar Max Lee, bu olayın ardından yaşadıklarını kaleme aldığı bir bestseller ile okuyucularıyla buluştu. Max, bu deneyimin hayatında yarattığı değişimleri ve ona kattığı dersleri samimiyetle paylaştı. Şimdi, üzerinden tam iki on yıl geçmişken, Max Lee o unutulmaz olayın yaşandığı bölgeye geri dönmeye karar verdi. Ormanın derinliklerine yaptığı bu yolculuk, geçmişle yüzleşme ve kendini yeniden keşfetme arayışının bir parçasıydı. Max, eski anılarını canlandırırken, ormanın gizemli atmosferinde karşılaşabileceği yeni durumlar üzerine düşüncelere dalar.
Her adımında, 20 yıl önce yaşadığı o korkunç anlar zihninde canlanırken, Max’in kaleme aldığı kitabında yer alan sinematografik anılar gözlerinin önünde tekrar belirir. Bu dönüş, yalnızca bir hatıra ziyareti olmanın ötesinde, geçmişle hesaplaşma ve belki de yeni bir maceranın başlangıcını simgeliyor. Max’in bu dramatik ve heyecan dolu hikayesi, okuyucularını derinden etkileyerek, onların da Max’in yaşadığı yoğun duygusal yolculuğa katılmalarını sağlıyor.
